ܫܠܳܡܐ |
Šlomo | Merhaba |
B ḥa yawmo u Afrem konofaq li šuqo. Koloqe bi Saro w u Aday. | Afrem birgün çarşıya gider. Saro ve Aday ile karşılaşır. |
Drele šlomo aclayye. Bëṯër me dë mšayalle bu šlomo dë ḥḏoḏe, friši w kul ḥa azze lu cwodayḏe. | Onlara selam verir. Birbirlerini selamladıktan sonra her biri işine gider. |
Maṣëṯ ucdo cal u mamlo d hawi baynoṯayye: | Şimdi aralarında geçen konuşmayı dinleyin: |
ܫܠܳܡܐ |
ܐܰܦܪܶܡ: ܫܠܳܡܐ، ܐܳܢܐ ܐܷܫܡܝ ܐܰܦܪܶܡ ܝܐ. |
ܐܰܕܰܝ: ܒܫܰܝܢܐ، ܐܳܢܐ ܐܷܫܡܝ ܐܰܕܰܝ ܝܐ. ܗܰܬ݂ܶܐ ܐܝ ܣܰܪܐ ܝܐ، ܐܝ ܐܰܬ݂ܬܰܝܕ݂ܝ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܐܳܗ، ܫܘܒܩܳܢܐ، ܐܰܕ݂ܷܥܢܐ ܠܟ݂ܘ. ܐܰܝܕܰܪܒܐ ܗܰܬܘ؟ ܐܘ ܓܰܒܪܝـܝܶܠ ܐܰܝܕܰܪܒܐ ܝܐ؟ |
ܣܰܪܐ ܘܐܰܕܰܝ: ܬܰܘܕܝ، ܛܰܘܘܶܐ ܢܰܐ. |
ܣܰܪܐ: ܐܘ ܓܰܒܪܝـܝܶܠ ܣܬܶܐ ܛܰܘܘܐ ܝܐ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܡܷܢ ܟܳܣܰܝܡܝܬܘ ܗܰܪܟܶܐ؟ |
ܣܰܪܐ: ܐܰܫܷܪ ܟܳܟܘܪܟ݂ܝܢܰܐ ܒܝ ܫܘܩܐ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܛܰܘܘܐ. |
ܣܰܪܐ: ܗܰܬ ܡܰܝܟܐ ܟܳܐܬ݂ܰܬ؟ |
ܐܰܦܪܶܡ: ܟܳܐܬ݂ܶܢܐ ܡܘ ܒܰܝܬܐ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܟܝܒܝ ܡܫܰܝܰܠܢܐ ܠܘܟ݂ ܡܶܕܶܐ، ܐܰܕܰܝ؟ |
ܐܰܕܰܝ: ܐܶ، ܟܝܒܘܟ݂. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܡܷܢ ܟܳܥܰܘܕܰܬ؟ |
ܐܰܕܰܝ: ܟܳܥܳܘܰܕܢܐ ܟ݂ܘܕ ܡܰܠܦܳܢܐ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܡܷܢ ܟܳܡܷܠܦܰܬ؟ |
ܐܰܕܰܝ: ܟܳܡܳܠܰܦܢܐ ܣܘܪܰܝܬ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܓ݂ܰܠܰܒܶܐ ܛܰܘܘܐ. |
ܣܰܪܐ ܘܐܰܕܰܝ: ܐܶ، ܗܰܘܟ݂ܰܐ. ܦܷܫ ܒܷܫܠܳܡܐ. |
ܐܰܦܪܶܡ: ܙܳܟ݂ܘ ܒܷܫܠܳܡܐ. |
Šlomo | Merhaba |
Afrem: Šlomo, ono ëšmi Afrem yo. | Afrem: Merhaba, benim adım Afrem’dir. |
Aday: B šayno, ono ëšmi Aday yo. Haṯe i Saro yo, i aṯtayḏi. | Aday: Merhaba, benim adım Aday’dır. Bu ise karım Saro’dur. |
Afrem: Oh, šubqono, aḏëcno lxu. Aydarbo hatu? U Gabriyel aydarbo yo? | Afrem: Ah, afedersiniz. Sizi tanıyorum. Nasılsınız? Gabriel nasıl? |
Saro w Aday: Tawdi, ṭawwe na. | Saro und Aday: Teşekkürler, iyiyiz. |
Saro: U Gabriyel ste ṭawwo yo. | Saro: Gabriel de iyidir. |
Afrem: Mën kosaymitu harke? | Afrem: Burada ne yapıyorsunuz? |
Saro: Ašër kokurxina bi šuqo. | Saro: Doğrusu, çarşıda dolaşıyoruz. |
Afrem: Ṭawwo. | Afrem: Güzel. |
Saro: Hat mayko koṯat? | Saro: Sen nereden geliyorsun? |
Afrem: Koṯeno mu bayto. | Afrem: Evden geliyorum. |
Afrem: Kibi mšayalno lux mede, Aday? | Afrem: Sana birşey sorabilir miyim Aday? |
Aday: E, kibux. | Aday: Tabii, sorabilirsin. |
Afrem: Mën kocawdat? | Afrem: Ne iş yapıyorsun? |
Aday: Kocowadno xud malfono. | Aday: Öğretmen olarak çalışıyorum. |
Afrem: Mën komëlfat? | Afrem: Ne öğretiyorsun? |
Aday: Komolafno Surayt. | Aday: Süryanice öğretiyorum. |
Afrem: Ġalabe ṭawwo. | Afrem: Çok iyi. |
Saro w Aday: E, hawxa. Fëš bë šlomo. | Saro ve Aday: Öyleyse, görüşmek üzere! |
Afrem: Zoxu bë šlomo. | Afrem: Tekrar görüşmek üzere! |