ܐܝܩܰܪܬ̣ܐ |
Iqarṯo | Aile |
Haṯe iqarṯo Suryayto yo. | Bu bir Süryani ailesidir. |
Ban ëšne daš šawciyat aṯyo me Mëḏyaḏ b Ṭurcabdin l Holanda. | Bu aile 1970’de Turabdin’deki Midyat’tan Hollanda’ya geldi. |
Bu zabnawo ġalabe iqroṯe Suryoye nafiqiwa me Ṭurcabdin, miḏe d këtwa qëṭre. | O günlerde pek çok Süryani Turabidin’i terketti çünkü problemler yaşıyorlardı. |
Ucdo i iqarṯaṯe markawla ruḥa b Holanda. | Şu an bu aile Hollanda’da yaşamaktadır. |
U babo w i emo di iqarṯo kocawdi w an nacime këzzën li madrašto. | Ailede anne ve baba çalışıyor; ve çocuklar okula gidiyorlar. |
Hawxa kocayši ḥaye cadi b Holanda. | Bu, onların Hollanda’da yaşadıkları günlük hayatları ile ilgilidir. |
ܐܝܩܰܪܬ݂ܐ |
Iqarṯo | Aile |
I Saro w u Aday aṯto w gawro ne. | Saro ve Aday evli bir çifttir. |
I Saro b cëmro dë tmone w tleṯi ëšne yo w u Aday b cëmro d arbci ëšne yo. | Saro 38 yaşındadır ve Aday 40 yaşındadır. |
Këtte arbco nacime, tarte bnoṯe w tre abne. | Onların 4 çocukları vardır; 2 kız (kızlar/çoğul) ve 2 erkek (erkekler-çoğul). |
I iqarṯaṯe komiḏoco bu ëšmo d Be Marawge. | Bu aile Be Marawge adıyla tanınır. |
Iqarṯo Suryayto yo w këṯyo me Ṭurcabdin. | Bu Turabdin’den gelen bir Süryani ailesidir. |
I qašto w u qaššo di iqarṯo ste kocayši harke b Holanda. | Büyükanne ve büyükbaba da burada Hollanda’da yaşamaktadırlar. |
I iqarṯo d Be Marawge markawla ruḥa b Holanda ṭawwo. | Be Marawge ailesi Hollanda’ya iyi uyum sağladı. |
U Aday kocowad xud malfono bi madrašto, i Saro kocawdo b dukano daj jule bi šuqo w an nacime këzzën li madrašto. | Aday okulda öğretmen olarak çalışmaktadır, Saro ise şehir merkezinde bir butikte çalışmaktadır, çocuklar ise okula gitmektedirler. |
U Aday këtle ḥoṯo w aḥuno gawire b Ṭurcabdin. | Aday’ın Turabdin’de evli bir kız ve bir erkek kardeşi vardır. |
I emo w u babo di Saro ste heš b Ṭurcabdin ne, masuwwe, law këbci d nëfqi mu aṯro. | Halen Turabdin’dedirler. Yaşlanmışlardır ve yaşadıkları toprakları (anavatanlarını) bırakmak istememektedirler. |
Lašan di asiruṯo lo mëqṭoco, me zabno l zabno komtalfëni lë ḥḏoḏe. | Birbirileri ile olan bağlantılarını kaybetmemek için zaman zaman birbirlerini ararlar. |
An nacime ste lašan d lo ṭocën ḥḏoḏe komëjġoli cam an nacime daḥ ḥolone w dac cammone bu talafon. | Çocuklar da irtibatta kalmak adına anne ve baba tarafındaki kuzenlerini aramaktadırlar. |
Kul šato aw tarte ëšne ste kozayri ḥḏoḏe. | Her sene ya da iki senede bir birbirlerini ziyaret etmektedirler. |
Hawxa i iqarṯo d Be Marawge komašafco aḥ ḥaye. | Marawge ailesi işte böyle yaşamaktadır. |