Barṣawmo: Ḥana, këḏcat l Be Malke? |
Barṣawmo: Ḥana, Be Malke ailesini tanıyor musun? |
Ḥana: Ayna Be Malke? |
Ḥana: Hangi Be Malke ailesi. |
Barṣawmo: Aj jiranayḏan d Mëḏyaḏ. |
Barṣawmo: Midyat’tan komşularımız. |
Ḥana: E, e, aydarbo lo këḏcanne! Qay mën kit? |
Ḥana: Evet, evet. Nasıl tanımam! Neden, ne oldu? |
Barṣawmo: Lo mede, šamëcno d meqëm yarḥo, tre aṯën l Almanya. |
Barṣawmo: Bir şey yok, bir iki ay önce Almanya’ya geldiklerini duydum. |
Ḥana: Ayko kowën? |
Ḥana: Nerede yaşıyorlar? |
Barṣawmo: B Berlin. Ḥana, kiban naqla mcazminanne lu muklo, mën këmmat? |
Barṣawmo: Berlin‘de. Onları bir sefer yemeğe davet edebiliriz, ne dersin? |
Ḥana: E, kiban. Qay lo. |
Ḥana: Evet, olabilir. Neden olmasın. |
Barṣawmo: Gëd mtalfanno w soyamno wacdo acmayye. |
Barṣawmo: Onları arayıp bir tarih belirleyeceğim. |
Ḥana: Mtalfan. |
Ḥana: Ara! |
Deri yawmo Barṣawmo mtalfanle w sëmle wacdo. |
Ertesi gün Barsawmo onları aradı ve bir tarih belirledi. |
Barṣawmo: Ḥana, sëmli wacdo cam Be Malke l yawme d šabṯo caṣriye. |
Barṣawmo: Be Malke ailesi ile cumartesi akşamı için randevulaştık. |
Ḥana: Ṭawwo. Mën këmmat, saymina muklo Suryoyo? |
Ḥana: İyi. Ne dersin, Süryani yemeği mi pişirelim? |
Barṣawmo: E, e, hënne heš yalife d Ṭurcabdin ne. |
Barṣawmo: Evet, evet. Daha hâlâ Turabdin’e alışıklar. |
Ḥana: Inaqlayo këbce d ëzzan l dukano das Suryoye lu šqolo du waxam. |
Ḥana: O zaman malzeme almak için bir Süryani dükkanına gitmemiz gerekecek. |
Barṣawmo: Lo ṭucyat kolozam ste d zawnina šušaye, tarte d ḥamro Ṭurcabdinoyo! |
Barṣawmo: Unutma, bir iki şişe deTurabdin şarabı almalıyız! |
Ḥana: Lo lo, lo koṭucyono. |
Ḥana: Hayır, hayır, unutmam. |